Cumhuriyet Dönemi Muhasebe

Yazar: Yaşar Güner Yorum Yap 2 Mayıs 2011 Pazartesi
Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomimiz geri kalmıs, Balkan (1912-13), Birinci Dünya (1914-18) ve Kurtulus (1919-23) savaslarından çıkan ülkemiz, yanmıs ve yıkılmıs, faal nüfusumuzun büyük kısmı bu savaslarda yitirilmis, ekonomik faaliyetleri asıl yürüten azınlıklar yurdu terk etmis, ülkemiz insanı yorgun düsmüstü. Kurtulus Savası’nın ardından, 1923’te Cumhuriyetimizi kuranların ve onu, ekonomisi güçlü,
çagdas bir ülke yapmaya azmetmis olanların isleri gerçekten güçtü. Atatürk’ün essiz liderliginde, halkımız, hızlı bir kalkınma hamlesi baslatmıs ve 10 yıl gibi kısa bir süre içinde, ülkemizi temel mal ve hizmetlerini üreten ve öteki ülkelerden önemli çapta yardımlara muhtaç olmadan yasayabilecek bir ekonomik yapıya ulastırabilmistir.


1923-33 Yıllarının kosulları altında gerçeklestirilen temel siyasal ve devlet yönetimi sistemlerinin kurulması sırasında, yatırım gereksinimi en yüksek noktada bulunan ekonomimizin bu olaganüstü gelismesinin, sıfır enflasyonla gerçeklestirilmis olması, o dönemin en önemli mucizevi sonuçlarından biridir.

Ülkemizde, muhasebecilik alanı ile ilgili ilk kanun, Mustafa Kemal ATATÜRK zamanında çıkartılmıs olan 26.05.1927 tarih ve 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu’dur.



Sözü geçen dönemde, tüm çabalara ve o dönem dünyasının en iyi özel sanayii tesvik kanunun, (Tesvik-i Sanayi Kanunu), 1927’de uygulamaya konmasına ragmen, bu dönemdeki hızlı kalkınma daha çok devlet yatırımları ve isletmeleri ile gerçeklestirilmis, özel kesim isletmeleri, bir türlü harekete geçirilememistir. Düsük kisi basına gelir, düsük tasarruflar ve sermaye birikimi, gelismemis alt-yapı, isletme yönetim bilgisi azlıgı, özel kesim isletmelerinin gelismesini önlemistir.


İktisat Devlet Tesekkülü sisteminin giderek süreklilik kazanması, özellestirme hedefinden uzaklasılması ve halka rüsvet verme alıskanlıgına yönelen politikaların giderek artması kaçınılmaz olmustur. 1950’ye kadar, ilk ivme ile kârlı, verimli ve atılgan biçimde Türk Ekonomisini kalkınma yönünde mucizelere yöneltmis olan İ.D.T’ler, 1950’den sonra sayıları artarak, yeni kurulanlarla birlikte, karlılıgı ve verimliligi ikinci plana itmisler, birçok politik verimsiz yatırımlara itilmisler ve 1950’lerin sonlarına dogru büyük açıklar vermeye baslamıslardır.

Bu ekonomik gelismeler nedeniyle, ülkemizdeki ilk muhasebe çalısmaları ve uygulamaları İ.D.T.’lerde baslamıs, genellikle batı ülkelerinden aktarılan muhasebe kural ve uygulamaları, kanunlarımıza ve i.D.T.’lere girmeye baslamıstır. Bu dönemde büyümeye baslayan özel isletmeler de İ.D.T.’lerden aktardıkları muhasebe sistem ve uygulamalarını kullanmaya baslamıslardır. Yeni tesebbüslerin kurulması, ticaret ve sanayi faaliyetlerine bireylerin giderek daha yogun biçimde katılımı, muhasebe ve
denetim hizmetlerinin nitelikli ve güvenilir biçimde saglanmasına olan ihtiyacı daha açık biçimde göz önüne sermistir.


1950 yılında yürürlüge giren Vergi Usul Kanunu ile 1957 yılında revize edilen Türk Ticaret Kanunu’nun bilanço hukukunu düzenleyen muhasebeye iliskin hükümleri, muhasebe sisteminin yerlesmesine ve gelismesine yasal bir zemin hazırlamıstır. Vergi Hukuku ve Ticaret Hukuku çok farklı iki amaca hizmet etmektedir.

Vergi Hukuku’nun amacı, devletin hakkını korumak, Ticaret Hukuku’nun amacı ise ekonomik faaliyetlerde düzeni saglamak ve üçüncü kisilerin haklarını korumak oldugu için muhasebe faaliyetleri sonucunda elde edilen sonuçlar Vergi Hukuku ve Ticaret Hukuku açısından farklılasmaktadır. Ekonomik faaliyetlerin gerekleri Vergi Hukuku’ndaki anlayıstan farklı oldugundan Türkiye’de muhasebe sistemi farklı iki alanda gelismistir.


TMUD, ülkemizde meslegin tanımlanması, topluma anlatılması, dünya uygulamalarının ülkemize tasınması, alanı ile ilgili uluslararası çalısmalarda ülkemizin temsil edilmesi ve ülkemizin gereksinimlerine uygun bir meslek yasasının çıkarılması çalısmalarında büyük hizmetlerde bulunmustur. TMUD, özel sektörün hızla gelismesine baglı olarak muhasebeye olan talebin yanı sıra, devlet isletmeciliginin de büyümesini dikkate alarak gerek ülke içinde gerekse ülke dısında muhasebe kurallarının olusması için çalısmalar yapmıstır. Bu amaç dogrultusunda TMUD, 1974 yılında “Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu”nun ortak üyesi olmustur.

1974 yılı sonrasında uluslararası muhasebenin Türkiye'de uygulama alanı bulması, Türk Muhasebe Sisteminin ve prensiplerinin yasal taleplerle uyusma sürecini etkilemis ve farklılasma belirgin bir hale gelmistir.
1974 Yılında Türkiye Muhasebeciler Dernekleri Federasyonu (TÜMFED), 1976 yılında da Mali Müsavirler Muhasebeciler Birligi Dernegi (MMMBD) kurulmustur.Muhasebe mesleginin yasal statüsüne kavusuncaya kadar ki süreçte bu alanda kurulan ve faaliyet gösteren derneklerin mesleki gelisime büyük katkıları olmustur.
Yazıyı paylaş:  
StumpleUpon DiggIt! Del.icio.us Yahoo TechnoratiReddit Google Twitter Friend Feed Facebook

Etiketler: ,
Bu yazıya yorum yapılmamış. İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Gönder

Hakkımda

Canlı Tv İzle